ABD Başkanı Donald Trump'ın uygulamaya koyduğu yeni tarifeler, küresel ticarette büyük dalgalanmalara neden oldu. "Ekonomik bağımsızlık" adına atılan bu adım, ABD ekonomisi için hem fırsatlar hem de önemli riskler içeriyor. Yıllık yaklaşık 700 milyar dolar gelir hedefleyen yönetim, bu geliri vergi indirimlerini finanse etmek için kullanmayı planlıyor. Ancak ekonomistler, bu politikaların ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyorlar. İthalat maliyetlerinin artması, tüketici fiyatlarını yükseltecek ve tüketici harcamalarında düşüşe yol açarak ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. Hatta bazı analistler, resesyon riskinin arttığını belirtiyorlar. Bu durum, zaten enflasyonla mücadele eden Fed için de ek bir sorun teşkil ediyor. Sonuç olarak, Trump'ın tarifelerinin uzun vadeli etkileri henüz belirsizliğini koruyor.

Trump'ın Tarife Politikasının Nedenleri

Trump, hem dost hem de düşman gördüğü tüm ülkeler tarafından "kazıklandıklarını" iddia ediyor. Tarifelerin Amerikan üretimini canlandıracağını, yabancı mallara bağımlılığı azaltacağını ve dış ticaret açığını kapatacağını savunuyor. Bu yıl ardı ardına tarife açıklamaları yapan Trump, fentanil ve göçmenlik krizini gerekçe göstererek Kanada, Meksika ve Çin'e yönelik tarifeler getirdi. Otomobil, çelik ve alüminyum gibi sektörlere yönelik tarifeler de uygulamaya konuldu. Tüm ülkelere karşılıklı tarife uygulanacağını belirten Trump, bazı ülkelerin ABD'ye çok fazla mal sattığını ancak ABD ürünlerini yeterince almadığını öne sürüyor. Ancak ABD Ticaret Bakanlığı verilerine göre, ABD geçen yıl dünyanın en büyük ithalatçısıydı ve ithalatı ihracatını aştı. Bu dış ticaret açığı, Trump'ın tarifelerini uygulama gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor. Bu politikaların ABD’nin küresel üretimdeki payını nasıl etkileyeceği ise tartışma konusu.

Karşılıklı Tarifelerin Detayları ve Etkileri

2 Nisan'da imzalanan kararnameyle 180'den fazla ülke ve bölgeye, yüzde 10 ila 50 arasında değişen tarifeler uygulanacak. Avrupa Birliği için yüzde 20, Çin için yüzde 34, Vietnam için yüzde 46 gibi oranlar belirlendi. Bazı ülkeler için yüzde 10'luk temel bir gümrük vergisi uygulanırken, diğer ülkeler için daha yüksek oranlar belirlendi. Rusya, Küba, Belarus ve Kuzey Kore ise bu tarifelerden muaf tutuldu. Tarifelerin hesaplanmasında, ülkelerin ABD'den ithalata uyguladığı gümrük vergileri, katma değer vergileri, sübvansiyonlar ve döviz manipülasyonu gibi faktörlerin dikkate alındığı belirtiliyor. Ancak, hesaplamaların esas olarak dış ticaret açığına dayandığı yönünde iddialar da bulunuyor. Tarifelerin ne kadar süreyle uygulanacağı ise belirsizliğini koruyor; Başkan Trump, ticaret açığının çözüldüğüne veya hafifletildiğine karar verene kadar yürürlükte kalacağını açıkladı. Heard ve McDonald Adaları gibi insan nüfusunun olmadığı bölgelerin bile tarife listesine dahil edilmesi dikkat çekici bir detay.

Tarifelerin ABD Ekonomisi Üzerindeki Tahmini Etkisi

Yönetim, tarifelerden yılda 600 milyar ila 700 milyar dolar gelir elde edilmesini bekliyor. Ancak ekonomistler, bu tarifelerin enflasyonu artıracağı ve ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Yale Üniversitesi'nin Bütçe Laboratuvarı'nın analizi, ortalama efektif tarife oranının yüzde 22,5'e yükselerek 1909'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını gösteriyor. Bu durumun, hane halkı başına ortalama 3800 dolarlık bir maliyete yol açabileceği tahmin ediliyor. Boston Fed'in analizi ise tarife artışının enflasyonda 1,4 ila 2,2 puanlık bir artışa neden olabileceğini öngörüyor. Fitch Ratings, ABD ekonomisinin 2025 büyümesinin, beklenenden daha yavaş olacağını tahmin ederken; Oxford Economics, ABD'nin resesyondan kaçınacağını ancak kırılgan bir hale geleceğini ve tarifelerin devam etmesi durumunda resesyona girme olasılığının artacağını belirtiyor. Piyasalarda ise tarifelerin açıklanmasıyla birlikte sert düşüşler yaşandı. S&P 500 ve Nasdaq endeksleri büyük kayıplar yaşadı ve piyasalardan trilyonlarca dolar silindi. Özellikle giyim sektörü ve perakende şirketleri olumsuz etkilendi.